“Human Rights Defenders (HRD)” bünyesinde; Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış bir grup engelli mağdurlar tarafından kurulan “HAND in HAND Platformu” ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ sebebiyle bir açıklama yayınlandı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 15 oranına denk gelen bir milyardan fazla engelli insan bulunduğu bildirilmektedir. Birçok fiziksel engel; kötü yaşam koşullarından, fakirlikten, sağlık ve tedavi hakkına ulaşamamaktan kaynaklanmaktadır.
Engelli insanlar, içerisinde yaşadıkları toplumun onurlu birer üyesi olarak eşit hak ve sorumluluklara sahiptirler. Devlet; seyahat özgürlüğü, eğitim hürriyeti, çalışma hürriyeti, ifade hürriyeti gibi anayasal vatandaşlık haklarının tamamını, engelli vatandaşlarına da fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde sunmakla yükümlüdür. Engelli insanların, başkalarının iradelerine, merhametlerine veya keyfiyetlerine bağlı olmaksızın kendi hayatlarini yasamalari ‘anayasal vatandaşlık’ temelinde en doğal haklarıdır.
Fiziksel ve zihinsel olarak dezavantajlı durumda olan bireylerin karşılaştıkları en büyük sorun, kendi engellilik durumları değil, devlet ve toplum tarafından kendilerine çıkarılan engellerden kaynaklanmaktadır.
Toplumsal yaşamdan dışlanmış, kendi kabukları içerisinde yaşamaya zorlanmış, başka insanların merhametine, acıma duygularına veya başkalarının kendileri hakkında verecekleri kararlara mahkum edilmiş değil, toplumsal yaşamın her alanında kendi hayatlarini yasama hakkına sahip eşit bireyler olarak engelli insanların toplumsal görünürlüklerini teşvik etmeye yönelik politikalar devam ettirilmelidir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi uyarınca, engelli bireylerin, her türlü sömürüden, ayrımcı, yaralayıcı veya aşağılayıcı muameleden korunacakları garanti edilmesine rağmen, 2016 yılından sonra giderek otoriterleşen Türkiye Cumhuriyeti’nde engelli bireylere yönelik hak ihlalleri artan bir şekilde devam etmektedir. Türkiye’de pek çok engelli, hukuksuz bir şekilde kanun hükmünde kararnamelerle işlerinden edilmiş, başka bir işte çalışmaları da engellendiği için açlığa ve sosyal soykırıma mahkum edilmiştir.
TUİK verilerine göre Türkiye’de 12 milyondan fazla engelli yaşamaktadır.
2017 KESK raporuna göre; işten atılanların yüzde 2,9’u engelli veya kronik hastadır. İşten atılan engelli veya kronik hasta sayısı kesinlikle 2000 kişinin üzerindedir…..
HAPİSHANELERDE HAYAT DAHA ZOR
Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında cezaevlerinde bulunan nüfusun en fazla olduğu ülkedir.
Bu mahpuslarin 581’i engelli,3502’si 65 yaşın üstündedir...
Öte yandan keyfi gözaltı, tutukluluk ve mahkumiyetler sonucu hayatlarını hapishanelerde geçirmek zorunda kalan engelli insanların yaşam ve bakım imkanları giderek daha da zorlaşmaktadır.
Türkiye’de: her türlü sosyal yardım ve tıbbi tedavi imkanları ellerinden alınan KHK mağdurlarına yönelik ihlaller devam etmektedir. Halen hapishanelerde, keyfi tutukluluk ve mahkumiyetlerle yaşamlarına devam etmek zorunda kalan 581 engelli birey bulunmaktadır.
Cezaevlerinde tek başlarına yaşamlarını idame ettiremeyecekleri Üniversite Hastaneleri ve Adli Tıp raporları ile ortaya konulmasına rağmen halen pek çok engelli Türk vatandaşı, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine aykırı olarak cezaevlerinde keyfi olarak tutulmaktadır. KHK’lı yakınlarının engelli aylıkları keyfi olarak kesilmekte ve bakım yardımları haksız ve hukuksuz bir şekilde ödenmemektedir.
Her zaman olduğu gibi engelliler yok sayılmakta,yük sayılmakta görmezden gelinmektedir,maalesef
Bizler;Hand in Hand Engelli Hakları Platformu üyeleri olarak başta Türkiye olmak üzere, engelli bireylere yönelik insanlık onuruna aykırı, aşağılayıcı ve küçük düşürücü uygulamaları şiddetle reddediyoruz,ulusal,uluslararasi kurumları ve kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” münasebetiyle tüm engelli bireylere insanlık onuruna yaraşır sağlıklı bir yaşam sürmelerini diliyoruz.....