15 Temmuz darbe gecesi hayatını kaybeden yaklaşık 250 kişinin ölümleri yeterince araştırılmadı. Hiçbirine otopsi yapılmadı! Ölenler, devlet töreni ile gömüldü; isimleri okullara, meydanlara verildi! Kurbanlar, tıpkı 27 Mayıs'ın "Hürriyet şehitleri" gibi, büyük bir algı operasyonun parçası yapıldılar.
27 Mayıs 1960, bir hükümet darbesiydi. Ama sadece DP'lileri hedef almadı. Kendi ideolojilerine ve amaçlarına hizmet etmeyenleri de devletten temizlediler. Tutuklananlardan biri de Saliha Balaykan'dı. Balaykan doktordu. 'Turhan Emeksiz sekme kurşun’la öldü' raporunda imzası bulunuyordu. ‘Raporu başka türlü yaz’ diye baskı yapmışlar, kabul etmediği için Yassıada’ya atılmıştı. Çünkü rapor, darbecilerin algı operasyonunu çürütüyordu.
27 Mayısçıların, müdahale sonrası kendilerini ve darbeyi meşrulaştırmaya ihtiyacı vardı! Günlerce DP'nin kanlı planları ve katliamları ile ilgili yalan haberler yayımlatıldı. Yüzlerce öğrencinin kıyma makinelerinden geçirildiği söylendi! Et balık kurumunda cesetler arandı! Ancak ortada bu haberlere kanıt gösterilecek tek ceset yoktu! Hiç bir zaman da olmadı... Onlar da algı operasyonlarına sarıldı! Yalanları, daha büyük yalanlarla unutturdular...
Gösteriler sırasında İstanbul’da 2, Ankara'da 3 kişi hayatını kaybetmişti.
Propaganda makinesi işledi! 5 kişinin Polis tarafından öldürüldüğü söylendi. "Hürriyet Şehit”i ilan edildiler! İsimleri meydanlara, okullara ve gemilere verildi! Cenaze törenleri, siyasi gösteriye dönüştürüldü. Heykelleri dikildi.
Turan Emeksiz ve Nedim Polat için 9 Haziran'da (1960) İstanbul Beyazıt meydanındaki törene, Rektör Sıddık Sami Onar, sivil asker devlet erkanı ve binlerce insan katıldı. Milliyet, haberi "yüz binlerce kişi şehitleri uğurladı" diye veriyordu! Kortej eşliğinde Sarayburnu’na getirilen cenazeler buradan deniz kuvvetlerine ait bir gemi ile Haydarpaşa'ya, oradan trenle Ankara’ya götürüldü. Ertesi sabah Başkent'te büyük bir tören daha düzenlendi. Kılınan cenaze namazının ardından top arabalarına yerleştirilen 5 kişinin naaşları binlerce kişilik kortej eşliğinde Anıtkabir'e taşındı. Hava kuvvetlerinden uçakların alçak uçuş yaptıkları, top atışları ile selamlamaların yapıldığı törene, tüm devlet erkanı katıldı. Cenazeler toprağa sırasıyla verildi. Her cenazenin toprağa verilmesinin ardından tören bölüğü havaya üç el ateş ederek saygılarını sunuyorlardı.
Oysa Anıtkabir'e gömülenler ne şehit ne de kahramandı. Darbeciler, gençlerin ölümlerini de cenazelerini de kirli planlarını örtmek için kullanmışlardı.
Doç. Saliha Balaykan'ın Adli tıp raporu, Emeksiz'in kasıtlı öldürülmediğini gösteriyordu. Emeksiz, bir kurşunun yerde sekmesi sonucu kaza ile ölmüştü. Ayrıca vücudunda başka yaralar da vardı.
Diğerlerine gelince...
Hakikat sonra ortaya çıkacaktı ki,
Nedim Polat, İstanbul Erkek Lisesi öğrencisiydi, 30 Nisan'da çıktığı tankın üzerinden düşmüş ve paletlerin altında kalarak hayatını kaybetmişti. Teğmen Ali İhsan Kalkmaz, Ankara Ulustaki PTT Genel Müdürlük binasını alma görevini yerine getirirken 27 Mayıs 1960 Cuma günü 04.00 sıralarında paniğe kapılan bir jandarmanın silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti. Ersan Özey, 27 Mayıs sabahı askeri darbeyi kutlamak için babasıyla sokağa çıkmıştı. Ancak sokağa çıkma yasağını ihlal neticesinde vurularak hayatını kaybetmişti. Harbiyeli 1.sınıf öğrencisi Sökmen Gültekin ise 27 Mayıs gecesi askeri darbeye hazırlanırken silahı ateş almış ve ölmüştü!
15 Temmuz gecesi hayatını kaybeden yaklaşık 250 kişinin ölümleri neden yeterince araştırılmadı?
Neden hiç birine otopsi yapılmadı?
Acaba iddia edildiği gibi bazı sivil paramiliter güçler mi cinayetleri işledi? Hükümetle katillerin bağlantıları neydi?
Kurbanlar üzerinden büyük algı operasyonları yapılmasına, ölenlerin isimlerinin her yere verilmesine neden ihtiyaç duyuldu? Hangi gerçeklerin üzeri örtülmek istendi? Gerçek darbeye mi zemin hazırlandı?
27 Mayıs'tan kısa süre sonra "Hürriyet şehidi" yalanları ortaya çıkmıştı. 20 yıl sonra da ( 12 Eylül 1980) Turhan Emeksiz'in ve 4 kişinin cenazeleri Anıtkabir'den sessizce taşındı!
Elbet bir gün 15 Temmuz gecesi hayatını kaybedenlerle ilgili gerçekler de ortaya çıkacak! Bütün bu devlet törenleri ve kurbanların isimlerinin sağa sola verilmesinin büyük bir algı operasyonun parçası olduğu anlaşılacaktır!
15 Temmuz'da vefat eden masumlara bir kere daha Allah'tan rahmet, acılı yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Ali Emir Pakkan