Yeni Asya Genel yayın yönetmeni Kazım Güleçyüz 27 Mayıs Darbesinde olduğu gibi 20 Temmuz 'da yapılan darbede de hedefin Risali-i Nur'lar olduğunu söyledi...
Diyanet’te Mehmet Görmez döneminde gerçekleşen Risale-i Nur açılımı, bir süredir, yerini aksi yönde verilen mesajlara bırakmış görünüyor.
15 Temmuz sonrası alevlenen f.ö gündemi üzerinden Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u hedef alan saldırılar, kurumun TV ve dergisinde de boy göstermeye başladı.
Aynı şekilde, Görmez’in emekliliği öncesinde görevden alınan bir Başkan Yardımcısının da aleyhte beyanları oldu.
Bu hengâmede, Diyanet’i Risale-i Nur’a tamamen cephe alıp “savaş” açmaya yönlendirme amaçlı yayınlar da yapılıyor.
Bunların son örneği, daha önce de Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’u hedef alan yazılara sayfalarını açmış olan Star gazetesinin Açık Görüş ilavesinde yayınlandı.
Görmez’e giderayak açıklattırılan .... raporunun “geç kalmışlık ve yetersizlik”le suçlandığı bu yazıda şöyle deniliyor:
“27 Mayıs sonrasında Diyanet Başkan Yardımcılığı yapan Sadettin Evrin’in Nurculuk Gerçeği ya da Neda Armaner’in İslam Dininden Ayrılan Cereyanlar: Nurculuk kitaplarındaki vurguların bir geleneğe yaslanarak anlatılması Diyanet raporunda göze çarpmıyor. Diyanet’in 27 Mayıs sonrasında güçlenen yeni tarikat ve cemaat anlayışını fark etmesine rağmen sonraki yıllarda bunu gündemine sahici olarak almaması esas sorgulanması gereken konu.” (6.8.17)
Görülüyor ki, 27 Mayısçıların Nurculuğa karşı Diyanet ve İlahiyat ayaklarını kullanarak başlattıkları, ama yarım kalan ve arkası gelmeyen taarruz dalgasını, f.ö bahanesiyle, kaldığı yerden tekrar hortlatıp devam ettirmenin planını yapanlar var.
27 Mayıs’ta Diyanet’i General Sadettin Evrin, İlahiyat’ı Kemalist Prof. Armaner gibi isimlerle Nurculuğa saldırtanlar, şimdi yeni tetikçileri öne sürüyor ve bunun için yine bir iktidar gazetesini kullanıyorlar.
Yakın dönemdeki benzer hücumlarda da yine aynı gazetenin aynı hafta sonu ilavesi kullanılmış ve bunun üzerine gereken cevapları vererek bu saldırıları boşa çıkarmıştık.
Ama mücadele bitmiyor, devam ediyor.
Birileri 27 Mayıs’ta yapamadıklarını 20 Temmuz sürecinde yeniden gündeme taşıyor; ama yine boşa kürek çekiyorlar.
***
-28 Şubat’ın “demokrat ve özgürlükçü” “dindar”ları 20 Temmuz sürecinde nasıl hararetli Kemalizm ve OHAL savunucularına dönüştüler. İbret...
-Darbecilikten yargılananların duruşmalardaki “şov”larını, darbeyle ilgisiz masumların feryatlarını boğmak için kullananlara yazıklar olsun.
-Bu süreçte hak ve adaletten yana bir duruş ortaya koyup müsbet hareket eksenli kararlı bir hukuk mücadelesi verenlere selam olsun.