Belçika’nın ve Dünya’nın önde gelen üniversitelerinden *Leuven Üniversitesi* (KUL) ev sahipliği yaptığı konferansta 21. yüzyılda işlenen insanlığa karşı suçlar kapsamında uluslararası kurumların rolü, bu kurumların güçlendirilmesi ve insanlığa karşı işlenen suçların engellenmesi gibi konular ele alındı
21. yüzyılda islenen insanlığa karşı suçlar kapsamında yer alan birçok konu (uluslararası kurumların rolü, kurumlar nasıl güçlendirilir, insanlığa karşı suçun engellenmesi ) Türkiye, Ukrayna, Çin, Myanmar ülkeleri ekseninde incelendi.
Daha çok uluslararası hukuk, hukuk bilimlerinden ‘scholars at risk’ olarak da tanımlanabilecek, Türkiye’deki akademik mesleklerini kaybetmiş akademisyenler ve Prof Johan Vande Lanotte gibi Türkiye’deki insan hakları ihlalleri üzerine çalışan Avrupalı bazı hukukçuların bir araya gelerek oluşturdukları Research Group on Human Rights and Politics tarafından düzenlenen
Konferansta İnsan hakları konusunda makale, kitap, tez yazmış veya çalışan, dünyadaki önemli üniversitelerinden hocalar, uzmanlar ve aktivistler konuşmalar yaptı.
Konferansın açılış konuşması Anayasa Hukukçusu, Research Group on Human Rights and Politics üyesi Prof. Dr. Hüseyin Demir tarafından yapıldı. Demir yaptı. Demir, açılış konuşmasında “İnsanlığa karşı suçlar en ağır insan hakları ihlalidir. Amacımız bu ihlalin temel nedenlerini anlamaktır. Birlikte anlamlı bir etki yaratma ve daha adil ve insancıl bir dünyaya giden yolu açma gücüne sahibiz. Uluslararası toplum, insanlığa karşı işlenen suçlara müsamaha göstermemeli, ilgili kurumları ve kendi hükümetlerini bu zulümlere en etkili şekilde karşılık vermeye ve durdurmak için ne gerekiyorsa yapmaya zorlamalıdır” dedi.
İki gün boyunca toplam 5 panel yapıldı.
İşte Panellerin başlıkları
Panel 1 : Adaletin Sağlanması: Uluslararası Kuruluşların Rolü
Panel 2: Devlet Suçları ve İnsan Hakları
Panel 3: İnsan Haklarını Korumaya Yönelik Sözleşmelerin İyileştirilmesi
Panel 4: Koruma Sorumluluğu
Panel 5: İnsan Haklarını Korumaya Yönelik Sözleşmelerin İyileştirilmesi
Konferansta iki dikkat çeken konuşmacı da vardı. Biri Çin’in soykırımından kurtulan, toplama kamplarının görgü tanığı Kalbinuer Sıddık diğeri ise Hindistan'da yolsuzluklara karşı çıktığı için tutuklanan Karikatürist Aseem Trivedi.
Özbek kökenli Kalbinuer Sıddık, 28 yıl boyunca Ürümçi’de ilkokul öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra Mart 2017’de toplama kampında Çince eğitmeni olarak çalışmaya zorlandığını anlattı.
İşte Kalbinuer Sıddık'ın anlattıklarından başlıklar
Bir öğretmen olarak kamplarda geçirdiğim altı ay boyunca tutukluların duş alma şansı bile bulamadıklarına, bu yüzden durumlarının çok kötü olduğuna ve vücutlarında bazı böceklerin bulunduğuna şahit oldum.
Tutukluların benimle konuşmasına izin verilmedi ve bir keresinde bir adam benimle konuşmaya çalıştı ve öğretmenim burada bir ailem var, lütfen aileme selamlarımı iletir misiniz dedi ve sonra birdenbire bir grup polis memuru sınıfa geldi ve bizi götürdüler.
Erkekler kampında altı ay çalıştıktan sonra kadınlar kampına transfer edildim. Binanın etrafı yüksek duvarlarla çevrili, elektirikli ve çok sıkı bir güvenlik sistemi vardı, bu nedenle her kapıdan girdiğimizde iki kez yüzümüz kontrol ediliyordu.
Kadınları sorgu odalarına alıyorlardı ve sorgu sırasında farklı işkence yöntemleri uyguluyorlardı. Çinli polis memurları tarafından tecavüze uğrayan kadınlara sistematik olarak hem fiziksel hem de psikolojik işkence yapılıyor.
Konferansın yapıldığı salonun çıkışında da Hindistanlı karikatürist Aseem Trivedi’n dünyanın dört bir yanında yaşanan insan hakları konusunda çizdiği karikatürlerin sergilendiği bir de sergi yapıldı
Konferansta konuşan Aseem Trivedi ' Farklı ülkelerde yaşanan insan hakları ihlalleri üzerinde çalıştığını dile getirerek karikatürlerin insanları insan hakları ihlalleri konusunda bilgilendirmenin harika bir yolu olduğuna inansığını söyledi
Aseem Trivedi , Ekim 2022 'de AKP rejimi tarafından sivil ölüme terk edilen insanlara yardım eden 704 kişinin gözaltın alınmasına tepki gösterip o gün yaşananlar ile ilgili de karikatür çizmişti
Konferansın gerçekleşmesinden sonra, her hocanın ve uzmanların yazmış olduğu bilimsel (akademik) makalelerin yer aldığı bir kitap çıkarılması hedeflenmektedir.
