Danıştay'ın kararının ardından Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 8 Kasım 2014'te uygulamanın sona erdirildiğini duyurmasının ardından, cihazlarla ilgili adım atılmadı. Milyonlarca dolar ödenen cihazlar depolara kaldırıldı. Tanesine 2 bin 500 dolar ödeyen hastane sahipleri, şimdi cihazları 25 dolara satacak kimse bulamıyor.
Avuç içi damar okuma sistemi, Sağlık Bakanlığı tarafından Aralık 2013'te zorunlu hale getirildi. Zorunluluk sebebiyle özel hastaneler tanesi 2 bin 500 TL'den el okuma cihazlarını satın aldı. Sistemin en küçük hastaneye maliyeti 20-30 bin doları buldu. Ancak Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Mahmut Konuk, 'kişinin rızası olmadan bu işlemin yapılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu, kimlik bilgilerinin başkalarının eline geçebileceği' gerekçesiyle uygulamanın iptali için Danıştay'a başvurdu. Danıştay 15. Dairesi, geçen ekim ayında biyometrik kimlik doğrulama sistemi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sosyal Güvenlik Kurumu ise Danıştay'ın kararının ardından sistemin uygulamasına gerek kalmadığını duyurdu Ancak alınan cihazların akıbetinin ne olacağına ilişkin bir açıklama yapmadı.
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat, boşa yatırım yapmış oldukları için yaşananı, 'çok keyifsiz bir durum' şeklinde tanımladı. Bahat, şunları dile getirdi: "Gereksiz 1 lira da büyük yatırımdır, gereksiz bir milyon dolar da iyi değildir. Bunun, sektöre, Türk insanına fayda sağlayacak, kamuya fayda sağlayacak olması önemliydi. Ancak şu anda bundan fayda gören, satanın dışında fayda gören yok gibi görünüyor. Kanaatimce, sektörün disipline edilmesi, çoklu kullanımı engellemek için tedbirler lazım mı, tabi ki lazım. Hem devlet hastanesinde hem özel hastanelerde kamu ve özel kaynakların kötü kullanılmaması gerekiyor. Ancak şu an boşa yatırım yapmış olduğumuz için bizim açımızdan çok keyifsiz. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, bize verdiği bu zararı bir şekilde telafi etmesi lazım."
KOÇAK: BU CİHAZLARA ÖDENEN PARA NE OLACAK
Bursa Özel Sağlık Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koçak da özel sağlık kurumlarının, Eylül 2013 tarihinden itibaren bu cihazları satın aldığını hatırlatarak, "Hem ayaktan muayenede, hem yatışta hem fizik tedavide, hem diyaliz gibi bir çok işlemde provizyon alınmamışsa kurum onun parasını ödemiyordu. O yüzden cihazlar satın alınmıştı. Tanesine 2 bin 500 dolar para verdiğimiz cihazlar milletin elinde patlamış durumda. Bunlar şu an bir işe yaramıyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. En küçük hastanede en az 3 tane var. 5 tane, 10 tane olan hastaneler var. Bu cihazlar atıl kalacaksa ödenen bu kadar para için ne yapılacak. Kullanımda zorunluluğu kalkan bu cihazların finansmanı ne olacak?"
BİNLERCE CİHAZ DEPOLARDA ÇÜRÜYOR
Özel hastanelerin kısa süre kullandığı Biyometrik Kimlik Doğrulama cihazları, SGK'nın kararı ardından depolara kaldırıldı. SGK ile ilişkilerinin bozulmaması için isimlerinin açıklanmasını istemeyen hastane yöneticileri, binlerce dolar ödedikleri cihazları çürümeye terk etmenin üzüntüsünü yaşıyor. Hastaneye yöneticileri, "Zorunlu olduğu için 2 bin 500 dolara aldığımız cihazları bugün 25 dolara satamıyoruz. Bu haksızlık." diye konuştular. CİHAN