Washington'da temaslarda bulunan
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da katıldığı
törende, Bağış ve Türkiye'nin Washington Büyükelçisi
Namık Tan'ın,
Atatürk büstünün önüne
çelenk bırakmalarının ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve
İstiklal Marşı okundu.
Devlet Bakanı Bağış, törende yaptığı konuşmada, bugün ABD'nin dört bir yanından Türk-
Amerikan Ulusal Liderlik Konferansı için Washington'a gelen Türk-Amerikan toplumuyla Türk şehitlerini
anmanın kendisini çok duygulandırdığını söyledi.
Bağış, geçen yıl 18
Mart'ta
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile ziyaret ettikleri
Çanakkale'de Türk şehitlerini anarken, konu
ülkenin bağımsızlığını, ülkenin ve milletin geleceği olduğu zaman aralarındaki bütün farklılıkların nasıl ortadan kalktığını bir kez daha görme imkanı bulduğunu belirterek, ''Çünkü o şehitliği gezerken, o karanfilleri tek tek şehitlerimizin sembolik mezarlarına bırakırken Türkiye'nin ve o zamanki coğrafyamızın dört bir yanından gencecik fidanların ülke için nasıl kendilerini feda ettiklerine şahit olmuştum'' diye konuştu.
Aynı hissi dünyanın dört bir yanında ziyaret etme imkanı bulduğu Türk şehitliklerinde de duyduğunu ifade eden Bağış, ''Bugün Kore'deki şehitliğimizde de,
Bosna-Hersek'teki şehitliğimizde de, Macaristan'daki, Polonya'daki, dünyanın dört bir yanındaki şehitliklerimizde de İstanbullu, Şırnaklı, Edirneli, Artvinli, Muşlu ana kuzularının birlikte yattığını görüyoruz. İşte milli birlik ve beraberlik projemizin ne kadar önemli olduğunu, bu ülkenin ve bu milletin geleceği için birlikte hareket etmemiz gerektiğini o şehitliklerde insan bir kez daha anlıyor'' dedi.
Türkiye'yi
yurtdışında temsil ederken hayatlarını kaybeden Türk diplomatların da ortak bir
hedef uğruna katledildiklerini kaydeden Bağış, o şehitlerin tek suçunun Türkiye'yi seven insanlar olmaları olduğunu ifade etti.
-''BİZİ FARKLI KILAN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİMİZ''-
Bağış, sözlerine şöyle devam etti:
''Çanakkale'de büyük bir askeri deha ortaya koyan
Mustafa Kemal Atatürk, daha sonra orada birlikte savaştığı düşmanlarının annelerine, 'uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınız dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır' diyebilmiştir. Biz böyle bir geleneğin, böyle bir anlayışın evlatları olduğumuzu hiçbir zaman unutmayacağız. Tarihimizin bize verdiği hoşgörü kültürü sadece İstanbul'da değil, Mardin'de de, Hatay'da da, Urfa'da da, Mersin'de de, Türkiye'nin dört bir yanında camilerin, kiliselerin, havraların birlikte insanlığa yüzyıllardır huzur vermiş olması bizi farklı kılan en önemli özelliğimizdir.
Bazen bizi ayıran özellikler, böyle hassas noktalarda şehitlerimizi andığımız zaman, acı günler yaşadığımız zaman, ne kadar basit olduklarını da ortaya koyuyorlar. Onun için ülkesi uğruna gözünü kırpmadan şehadet şerbeti içenleri rahmetle anıyorum. Mekanları
cennet olsun.''
Bağış, ABD'deki üç büyük Türk
çatı kuruluşunun yöneticilerinin de törene birlikte katılmasını çok önemsediğini belirterek, ''İşte biz bu anlayış ve kararlılıkla önümüzdeki tüm engelleri
teker teker aşacağız ve inşallah 2023'te ülkemiz sadece dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmakla kalmayacak, AB standartlarında çağdaş ve bütün dünyanın ilham aldığı bir ülke olmaya devam edecek'' diye konuştu.
-TÜRKİYE'NİN WASHINGTON BÜYÜKELÇİSİ NAMIK TAN-
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi
Namık Tan da, konuşmasında, bugün vazife başında, vatanları için yaşamlarını yitiren aziz şehitleri anmak üzere biraraya geldiklerini belirterek, ''Şehadet milletimiz için kutsal bir mertebedir. Tarihimiz görevi başında canlarını veren vatan evlatlarının hatıralarıyla bezenmiş, şehitlerimiz milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmişlerdir'' dedi.
Tan, şunları kaydetti:
''Silah arkadaşlarını görev başında yitiren bir
Türk askeri veya güvenlik görevlisi için şehadet nasıl özel bir anlam ifade ediyorsa, daha önce iki kez görev yaptığım ABD'de meslektaşlarını teröre
kurban veren bir
Dışişleri mensubu olarak benim için de ayrı bir mana taşımaktadır. Mensuplarımızı hedef alan bu menfur saldırıların derin acısını
bakanlık olarak ilk defa 27 Ocak 1973'te Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve Konsolosumuz Bahadır Demir'in
Ermeni teröristlerce şehit edildiği haberini aldığımızda yaşadık. Bilahare Ermeni terörü, Boston'dan Ottawa'ya, Paris'ten Tahran'a dünyanın dört bir köşesinde görev yapan 39 mensubumuzun canına kast etti. Görevini kalemle, diplomasiyle yapmak için yetişmiş bir meslek grubunun vatanlarını temsil ettikleri için saldırıya uğramaları, camiamızın ortak hafızasında derin izler bıraktı.
Diplomatların asli görevi barışın idamesidir.
Vatan kavramını kutsal sayan Türk milleti barışın önemini gayet iyi bilmektedir. Gençliğinin büyük bölümünü savaşlar ve vatan mücadelesinde geçiren
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' vecizesinin taşıdığı önem tesadüfi değildir. Bu topraklarda milletimizin barış ve huzur içinde yaşaması için canlarını feda eden şehitlerimizin hatırası hepimizin yürek ve zihinlerinde hala canlıdır. Bu vesileyle Çanakkale'den Sarıkamış'a, Amerika'dan Avrupa'ya ve Ortadoğu'ya kadar yurt içi ve yurt dışında vatan hizmeti ifa ederken yaşamlarını yitiren şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.''
AA