Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, köşe yazısında 2018 yılında Adalet Bakanlığı yetkililerinin Fransa’nın Strasbourg kentine gittiğini ifade etti. Temasların bitiminde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yetkilileri ile 15 Temmuz sonrası ülkede yaşananlarla ilgili fikir alışverişi için bir araya gelindiğini söyleyen Pehlivan, şunları yazdı:
‘‘Temasların bitiminde, AİHM yetkilileri ile 15 Temmuz sonrası ülkede yaşananlarla ilgili fikir alışverişi için bir araya gelindi. Deniyor ki… AİHM Başkanı orada bulunan Adalet Bakanlığı Müsteşarı’na şöyle özetlenebilecek bir konuşma yaptı:
“Darbe girişimi sonrası yaklaşık 4 bin 500 hâkim ve savcıyı meslekten ihraç ettiniz. Evet, devlet kamu gücünü kullanan kişilere karşı güven zafiyeti yaşarsa bu tasarrufta bulunabilir. Ancak ihraçlar sonrası dosyasına hiçbir aleyhte delil konulamayan, yaklaşık 800 hâkim ve savcı tespit ettik. Bir bölümünün aylarca tutuklu kaldıktan sonra ya beraat ettiklerini ya da takipsizlik kararı aldıklarını gördük. Bu tutuklamalar nedeniyle Türkiye’yi ciddi tazminatlar bekliyor. Kısacası, elde somut delil yoksa neden sadece idari tasarruf ile yetinmeyip bir de adli tahkikat yapıldı?”
Bu sözleri duyan bakanlık heyetindeki isimler bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ancak moraller son derece bozuk şekilde Türkiye’ye dönüldü. İşitilen uyarı hemen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e anlatıldı.
ERDOĞAN SORUMLULUK HİSSETMEMİŞ
Bakan Gül de durumun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaşılması gerektiğine karar verdi. Saray’dan randevu alındı ve yaşananlar kendisine aktarıldı. Aldıkları cevap çok ilginçti. Hani Erdoğan “Merkez Bankası rezervi düşerken ben yoktum, Cumhurbaşkanıydım” dedi ya kısa süre önce…
Meğer yıllar önce de kapalı kapılar ardında kendi kadrosundaki isimlere de benzer tavrı sergilemiş. AİHM’nin uyarılarını dinledikten sonra şu söz çıkmış Erdoğan’ın ağzından: ‘Adamlar doğru söylemiş, madem delil yoktu, neden tutukladınız?” Yani Cumhurbaşkanı yine hiçbir sorumluluk hissetmemiş. Neyse! Geldiğimiz noktada…”
TAZMİNAT DAVALARINDA İMZASI BULUNAN YARGI MENSUPLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
15 Temmuz sonrasında açılan davalarda beraat edenlere tazminat ödendiğine işaret eden Pehlivan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı da bu kararlarda imzası olan isimleri Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet ediyor. Deniyor ki HSK’de bu yargı mensuplarına dair açılan yüzlerce soruşturma evrakı varmış…” ifadesini kullandı.
MEHMET YILMAZ 15 TEMMUZ SABAHI İHRAÇ EDİLEN HÂKİM VE SAVCILARI DAHA ÖNCE FİŞLEDİKLERİNİ İTRAF ETMİŞTİ
HSK üye seçiminde üstü çizilen eski Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili ve 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, 15 Temmuz’dan önce hâkim ve savcıları fişlediklerini Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada şöyle itiraf etmişti:
“Darbe öncesi başlayan inceleme ve soruşturma dosyalarımız zaten vardı, müfettişlerin F...'ye yönelik çalışmaları devam ediyordu, savcılıkla birlikte iş koordineli gidiyordu. 15 Temmuz 2016’ya geldiğimizde ortada daha OHAL yokken darbe sabahı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltı kararı gereğince 2 bin 740 hâkim ve savcı hakkında açığa alma kararı verdik. Bu karar çok eleştirildi, bir yandan ‘Hukuk süreci nasıl işledi?’ diye eleştirenler oldu. Hiç kimse şu tarafını görmedi, biz zaten 2014’te bir çalışma başlatmıştık. Müfettişler ve savcılık eliyle yürütülen bir çalışma vardı. Yeterli olgunluğa ulaşması bekleniyordu, darbe gecesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, elindeki bu çalışmaları değerlendirerek ilgili hâkim ve savcılar hakkında gözaltı kararı verdi.”