[ Harun Tokak ] Abdullah’ım Neredesin?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ağustos 7 2022
Samanyoluhaber.com Yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı: Abdullah’ım Neredesin?



HARUN TOKAK

Ağustos biraz da vedasız vedaların ayıdır. Muhteşem yaz mevsimi bile her yıl onunla sessiz sedasız çeker gider. Ağustos geldiğinde her yıl ben anama giderdim. Ağustos benim için biraz köy, biraz da anamdı. Sürecin başında yaz sıcağının çağlayan gibi indiği bir ağustos ortasında kaybettim anamı. Ama ben bu hafta anamı değil de Abdullah Aymaz Ağabey’in anasını anmak istiyorum. 
Adile Anayı… Onu ilkin bir orman yolunda kocası Bayram Amca ile dağdan odun getirirken görmüştüm. Yine böyle bir yaz günüydü. Abdullah Ağabey ile birlikte bir toplantı için İstanbul’dan İzmir’e gidiyorduk. Yanımızda şimdi ismini hatırlayamadığım bir arkadaşımız daha vardı. Tatlı bir kavisle epey bir zamandır uğrayamadığımız köylerimize uğramaktı muradımız. Öyle de oldu. Köylerde hasat mevsimi idi. Geçtiğimiz yollarda döver-biçer homurtuları, harman kokuları, tarlalarda çalışanların şamataları birbirine karışıyordu. 
Göz alabildiğince uzayıp giden tarlalarda anızların üzerine sıralanmış buğday demetleri yaz güneşinin ışıkları altında ışıl ışıl parlıyordu. Ben güzel insanların yolu da yolculuğu da güzel kıldığını o gün öğrendim. Arabamız sanki mobil bir medreseye döndü.  
Üniversite yıllarımdan tanıyordum Abdullah Ağabey’i. Yeni bir dirilişin merkezi olan İzmir günlerinden… İsa Saraç’la birlikte üniversiteli arkadaşlarla kaldığımız Hatay semtindeki Gültekin Apartmanına gelirdi. Abdullah Ağabey’in gözlerindeki ve yüzündeki ışık hepimizi etkisi altına alırdı. Ders yaparken, konuşurken masum bir bebek gibi kendi safiyetinin ışığından kamaşan gözleri, uzun siyah kirpiklerinin sürekli açılıp kapanı

Bu haberler de ilginizi çekebilir