Recep Tayyip Erdoğan ile AKP 'nin elinde 17 Milyonluk İstanbul'un dört bir yanını 'Seçim sonuçları daha netleşmeden Binali Yıldırım’ın teşekkür afişleri ile donatacak bir imkan vardı .
Sadece bu imkan İstanbul için mi var dı? Tabi ki hayır... Ankara, Adana , Antalya, Mersin gibi büyükşehirlerde de aynı imkan vardı.
Recep Tayyip ERDOĞAN, daha belediye başkanı olduğu günlerden kamuoyu oluşturmada görsel ve yazılı basın kadar açık hava reklamcılığının da önemini çok iyi bilenlerden . Başkan olur olmaz ilk iş olarak buraya da el attı.. Son 25 yılda 'Tek Adam ' rejiminin taşları döşenirken de bu mecralar tepe tepe kullandı. Bu mecraların hem maddi gelirini kullandı, hem de propaganda gücünden istifade etti. Hatta başbakan olmadan önce 2002 yılında Erdoğan hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 'billboard'' ihalelerine fesat karıştırıldığı iddiası ile dava açılmıştı. Tabi Başbakan olunca dosya sessiz sedasız kapatıldı. O günlerde 'Billboard' ihalesini alan Erdoğan'ın yakın arkadaşları şimdi büyük holding sahibi oldu. ( Bu ayrı konu biz mevzuya dönelim)
31 Mart seçimlerinde ve sonrasında da muhalefet üzerinde orantısız şekilde kullanılan bu gücü İstanbul ve Ankara olmak üzere Büyükşehirlerin kaybedilmesi ile Erdoğan ve AKP bunu kaybetti .
Aslında Recep Tayyip Erdoğan ilginç alışkanlıkları olan bir politikacı . İstanbul içerisinde dolaşmayı seviyor. Mesala evinin yanında helikopter pisti olmasına rağmen evinden çıkıp yakındaki Sabiha Gökçen havalimanına gitmek yerine genelde Atatürk Havalimanı'na makam aracılığıyla gider . Çünkü trafikteki bekleyen vatandaşları izlemeyi, çoğunda kendi resimlerinin olduğu partisi tarafından asılmış afişleri görmeyi her zaman sever.
Şimdi bu keyfinden de mahrum kalacak.
Muhalefet partileri şimdi bu imkanları da Erdoğan'a karşı kullanacak. Her köprüde her direkte isterse Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafları olacak. Bu bile AKP için kaldırılabilir bir şey değil